Kozmetik kliniklere en çok başvurulan problemlerin başında lekeler gelmektedir.
Hiperpigmentasyon olarak tanımlanan bu durum karşımıza en sık çiller, lentigolar, melasma, postinflamatuar hiperpigmentasyonlar ve benler olarak çıkmaktadır. Nadiren bazı hastalıkların bir bulgusu olarak araştırılması gerektiği unutulmamalı ve mutlaka dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve tedavileri planlanmalıdır.
LEKE NEDENLERİ;
Çiller (Efelid), çoğunlukla yüz ve gövdenin üst bölümünde keskin sınırlı 1-3 mmlik açık kahverengi düz yüzeyli lezyonlardır. Tanı klinik olarak kolayca konabilir. Yaz aylarında artar kış aylarında azalır. Lazer tedavilerine çok çabuk cevap verse de güneşten korunma aksatıldığında kolayca tekrarlar.
Lentigolar çillerden daha koyu olan, güneşten daha az etkilenen ama tedavisi daha zor olan ve çillerle sıkça karıştırılan lezyonlardır. Özellikle esmerlerde lazer sonrası geri dönüşler hatta daha fazla koyulaşma riski de vardır.
Melasma; deride güneş gören bölgelerde sonradan ortaya çıkan, kahverengi lekeler şeklinde kendini gösteren bir cilt hastalığıdır. Genellikle yüzün iki tarafı da etkilenir. En sık yanaklar, burun, alın ve dudak üstünde görülür.
Melasmanın gerçek nedeni bilinmemekle birlikte deriye renk veren melanosit denilen hücrelerin aşırı miktarda melanin (deriye renk veren madde) üretmeleri sonucunda oluşur.
Oluşum nedenleri; ailesel yatkınlık, güneş, gebelik, doğum kontrol hapları kullanımı, hormonal hastalıklar ve hormon desteklerinin kullanımı suçlanmaktadır.
Yaz aylarında melasmanın şiddetlenmesi tipiktir. Güneşten gelen UV ışınları derideki pigment üreten hücreleri harekete geçirir. Koyu renkli cilde sahip kişiler, açık tenli kişilere göre daha aktif pigment hücrelerine sahiptir. Bu nedenle daha kolay nüks görülür.
Melasma pigmentlerin yerleşim yerine göre yüzeyel, derin ya da her ikisinin beraber olduğu (miks) tipler olarak ayrılmaktadır. Derin tipte melasmanın rengi koyu kahve mavimtrak ve sınırları belirsiz iken, yüzeyel melazma lezyonları kahverengi, keskin sınırlı karakterdedir. Miks tipler kahverengi gri renkte olabilir. Derin yerleşimli olanlar tedaviye daha zor yanıt verirken yüzeyel olanlarda tedaviye yanıt daha iyi olmaktadır.
Melasması olan kişilerde güneş ışınları bu lekelerin koyulaşmasına neden olduğu için güneşten korunma tedavinin temelidir. Güneş koruyucular hem UVA hem de UVB koruması içermelidir. UVA camdan da geçebilir. Bu yüzden dışarıya çıkılmasa bile güneş koruyucu düzenli bir şekilde tüm gün sürülmelidir. Ayrıca hiç bir koruyucunun yüzdeyüz koruma sağlamadığını da bilinmelidir. Bu nedenle güneşten kaçınmayı bir alışkanlık haline getirmeli, güneşten korumayı arttırmak için geniş kenarlı şapkalar, gözlükler ve şemsiye gibi ek önlemler de alması önerilir.
Melasma tedavisi uzun süreli, hem hasta hem de hekim için sabır isteyen bir süreçtir. Bu süreçte özellikle yaz aylarında yeni atakların olabileceği bilinmelidir.