Sıkça Sorulan Sorular

Buz lazer, dünyaca ünlü Alma Laser firmasının önceki diod lazerlerine göre daha iyi soğuttuğu için son ürettiği Diod lazere “Soprano Ice “ adını koyması ile başlamış ve çok tutmuş bir tanımlamadır.

Diod lazerler diğer lazerlere göre daha ağrılıdır bu nedenle ağrıyı azaltan faktörlerden biri olan soğuk uygulama gücü çok önemlidir, bunu teknolojik olarak başaran firma sayısı azdır. Bu güce ve etkiye sahip olmadıkları halde halk tarafından çok sevildiği için buz lazer kullandıklarını söyleyenlere adım başı rastlanır olmuştur. Sanki buz lazer yeni bir sistem gibi lanse edilmekte tamamen acısız gibi algı yaratılmakta . Burada önemli olan diod lazerin güçlü bir diod olup olmadığıdır. Alma laserin Sopranosu en güçlü diodlardan biridir ve gerçek buz lazer odur. Buz lazer tavsiye edildiğinde marka sorabilir, lazerin üstündeki adına dikkat edebilirsiniz.

Biz kliniğimizde Alma laserin Soprano XL model diod lazerini kullanmaktayız. Soprano Ice ile aynı güce ve özelliklere sahip olan bu modelin soğutmasını ağrı eşiği düşük olan kişilerde soğuk hava üfleyen bir alet kullanarak destekliyor ağrıyı daha da azaltıyoruz.

Fakat unutmamak gerekir ki hiçbir lazer epilasyon uygulamasının tamamen ağrısız olamaz. Kıl kökünün yanması mutlaka hissedilmelidir. Uygulama sırasında hiçbir şey hissedilmiyorsa düşük doz enerji kullanılmış olabilir, kıllar lazeri göremeyecek kadar renksiz ve ince olabilir dolayısıyla kıllar dökülse bile tam yanmadığı için zamanı gelince daha incelerek çıkacak hatta sonraki seansların başarısını da olumsuz etkileyecektir.

Ütüleme tekniği Diod lazerin ağrısını azaltma arayışları ile keşfedilmiştir. Ütülemedeki mantık daha düşük dozlarda uygulama yapılmasına imkan sağlar, çok hızlı bir şekilde küçük bir alana devamlı hareket ederek uygulanır. Ütü gibi dolaştırıldığı için bu tanımlama yapılmıştır. Böylece bölgenin yavaş yavaş ısınarak kıl kökünü ani bir ısı ile değil yavaş yavaş yakması amaçlanmıştır. Gerçekten tekli yoğun atışlara göre daha az acılıdır. Bizim fikrimiz Diod lazer yapılması gereken ama kesinlikle ağrı eşiği çok düşük kişilerde bir tercih olabilir. Fakat yine bizim tecrübelerimize göre tekli yoğun atışlar ile daha iyi sonuç elde edilmektedir. Ütülemenin etkili olması uygulayıcının tecrübesi ve sabrı ile oldukça bağlantılıdır standart bir sonuç alınamayabilir. Tamamen ağrısız olması aynı zamanda etkinin de az olabileceğini düşündürmelidir. Her zaman olduğu gibi teknolojik olarak güçlü bir diod olması gerekir, her ütüleme aynı güçte kılı yakamaz. Biz kliniğimizde gerektiğinde Soprano XL Diod lazer ile ütüleme yapmaktayız . Fakat hasta dayandığı sürece aynı lazerin yüksek tekli atışını daha çok tercih etmekteyiz.

Evde epilasyonda kullanılmak için yapılmış aletler her şeyden önce lazer değillerdir. Enerjisi daha düşük ışık kaynaklarıdır. Kılların dökülmesini hatta çok siyah kılların azalmasını sağlayabilirler fakat bu geçici olabilir ayrıca asla gerçek lazer aletleri kadar yüksek oranda sonuç elde edilemez. Kaliteli bir ağda yöntemi gibi düşünebilirsiniz. Bildiğiniz gibi ağda bile düzenli yapıldığında kıl kökleri yok olmaya yatkın bireylerde köklerin yok olmasını sağlayabiliyor. Sizin de kıllarınız çok koyu ve travmaya hassas ise sonuç elde edebilirsiniz ama bunun bir garantisi yoktur. Bizim fikrimiz eğer kullanılacaksa en azından sadece koltuk altı, genital yada alt bacak gibi riskin az olduğu bölgelerde kullanılmasıdır, yüz üst kol ve üst bacakta kılların uzamasına neden olabilir.

Yıllardır Alexandrite , Diod ve NdYAG lazerler ile ışık kaynakları IPL ler epilasyon

amacıyla kullanılmakta. Kılın rengine, kalınlığına, bölgeye göre farklı modeller tercih

edilmelidir. Her bir lazerin kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcut olup ancak

uzman ellerde kombine kullanımlarla mükemmel sonuçlar elde edilebilir.

Her elektronik cihazda olduğu gibi markalar arasında da ciddi teknolojik farklılıklar

vardır. Markalara göre lazerin gücü ve etkinliği de değişmektedir. Yani her

Alexandrite tip lazer veya her NdYAG lazer aynı etkinlikte değildir. Bunu teknolojik

olarak anlayabilmek mümkün olmadığı için en azından hangi ülkenin teknolojisi

olduğu sorgulanabilir.

Sadece iyi bir lazer kullanmak da yeterli değildir. Lazerlerin dalga boyunun yanı sıra

atış süresi, enerji yoğunluğu, spot çapının da kişiye, bölgeye, kılın rengine özel

ayarlanarak kullanılması gerekir. Uygulamalar sırasında kıl özelliği değiştiği için

kullanılan parametrelerde de değişiklikler gerekir. Bu nedenle uygulamaların

deneyimli, konusunda uzman hekimler tarafından ya da kontrolünde yapılması

gereklidir.

Özetle en iyi sonuçlar için kombine alet kullanabilen doktor kliniklerini tercih etmeniz

bu uygulamaların sanılanın aksine

Tüm vücut fiyatı diye bir fiyat vermek doğru değildir. Koltuk altı, genital ve alt bacak

genellikle herkeste lazer epilasyona uygun olsa da diğer bölgeler özellikle kol, üst

bacak, sırt ve tabi ki yüz bölgesi değerlendirilmeden kişi istiyor diye yapılmamalıdır.

Bu bölgelerde kıllar genellikle ince ve daha renksiz olur. Eğer uygun olmasa da işlem

yapılırsa, kıllar başlangıçta döküldükleri için anlaşılmaz fakat uygulamalara ara

verildiğinde eskisine göre daha uzun ve artmış görünür ve çok rahatsız edici olabilir.

Telefonla size tüm vücut fiyatı veren yerlerden uzak durmanızı tavsiye ederiz. Bu

klinikler genellikle kanun dışı lazer epilasyon yapan salonlardır. Ucuz ve satış odaklı

çalıştıkları için her bölgeye kişiyi düşünmeden uygulama yapar, hatta kıllardaki artma

anlaşılmasın diye gereğinden sık seanslara çağırırlar.

Yaşlanma bulguları olan kırışıklık, matlık, sarkma yıllar içinde cildimizin kollajeninin azalmasının bir sonucu. Bu nedenle son yıllarda kapsül, jel, sıvı kolajen takviyeleri oldukça popüler ve herkes doğru kullanım nasıl olmalı, bir sakıncası var mı, etkili ürün hangisi merak ediyor. Bize de en çok sorulan sorulardan biri haline geldi.

Kolajen vücudumuzun bağ dokusu için çok önemli bir proteindir, cildimizin yanısıra eklem, tendon ve kaslarımızın sağlığı ve güçlenmesi için de gereklidir.

Cildin elastik olması, su tutması için gereklidir. Yaşlandıkça azalır ve dolayısıyla cilt elastikiyetini yitirir, kurur, sarkar, kırışıklıklar oluşur, cilt incelir ve güçsüz mat bir görünüm oluşur.

Bu konuda çok sayıda çalışma olmamakla birlikte yapılmış çalışmalarda kullanıcıların aylar içinde cilt ve tırnak kalitesinde artış olduğu gösterilmiş ve kullanıma bağlı bir yan etki bildirilmemiştir. Cildimizdeki kolajenin %70 i Tip1 ve Tip3 kolajenden oluşur. Cildimiz saç ve tırnaklarımız için tercih ediyorsak Tip1 ve Tip 3 kolajen içeren ürünler tercih edilmelidir.

Kolajen alındığında sindirim sistemimizde en minik protein yapıtaşları olan aminoasitlere parçalanır ve bu şekilde emilir. Emilimin artırılması için parçalanmış hidrolize şekilde olan formlar geliştirilmiştir. Özellikle hidrolize jel formları tercih edilebilir. Yine düşük molekül ağırlıklı (300 dalton ) kolajen takviyeleri daha kolay emilimi sağlayacağı için tercih edilebilir. Balıktan elde edilen kolajen daha küçük olduğu için emilimi daha kolay olacağı için tercih edilebilir.

Miktar olarak da en az 5 gr tercihen 10 gr günlük olarak alınmalıdır. Bakır, çinko ve C vitamini içermesi kolajen sentezinde destek olarak etkinliğini artırır.

Deniz ürünlerine ve sığır-tavuk etine alerjisi olanlar kullanmamalıdır. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde yeterli çalışma olmaması nedeniyle kullanılmamalıdır.

Botoks uygulamaları mimik kırışıklıkları olan kişilerde belli süre mimiği durdurarak kırışıklığın oturmasını yavaşlatır. Etkisi geçtiğinde eski mimiklerimizi yapabiliriz ve devam etmezsek sadece mimiklerimizi sık kullanmamıza bağlı bu süreci yeniden başlatmış oluruz. Daha kötü bir durum değil eski halimize dönmüş oluruz sadece. Hatta bazı kişilerde mimik kullanımı alışkanlığı azalabilir ve botoks yaptırmadığında bile eskisinden daha az derin kırışıklıklara neden olabilir. Yani 4-6 ayda bir hatta yılda bir bile yapılsa botoks mimik kırışıklıklarımızın hızını keser, cildimizi dinlendirir.

Dolgu işlemi doğru uygulandığında asla yüzü büyütmez hatta yüze “ V” şeklini verdiği için yüz daha ince ve genç görünür.

Yüzün ne kadar dışından merkeze doğru gelinirse o kadar başarılı olur. Yani öncelikle şakak, elmacık kemiği ve çene hattı desteklenmelidir. Bu bölgelere yapılan küçük uygulamalar yüzün ortasının dolgu ihtiyacını azaltır ve daha doğal sonuçlar elde edilmesini sağlar.

Bize göre dolgu işlemi gereken yerlere , az az , zaman içinde , kontrollü bir şekilde yapılmalıdır. Bu şekilde uygulandığında yüzü büyütmez, sizi 5-10 yıl önceki halinize döndürebilir ve bu durumu korumayı sağlar. Erken başlanmasında bir sakınca yoktur. Hatta ileri yaşı beklemeden, problem çok büyümeden yapılan küçük uygulamalar ile daha doğal sonuçlar elde edilebilir.

Tabi her zaman önce doğru teşhis, güvenilir ve tecrübeli bir hekim, doğru malzeme , ayrıntılı bir ön görüşme ve uzun soluklu planlamalar gerekir. Asla aceleye getirilmeden karar verilmelidir.

Dönem dönem beklenti nedeniyle bu soruyla sık karşılaşıyoruz. Ne yazık ki hayır . Halen sarı, kızıl ve beyaz renkteki kılları görebilen bir lazer geliştirilip piyasaya çıkmış değil.

Epilasyon sırasında lazer ışığı kıl kökündeki kıla renk veren melanin pigmenti tarafından emilir. Oluşan enerji ısıya dönüşüp tekrar büyümesini engelleyecek şekilde kıl kökünü yakar. Sarı, kızıl ve beyaz tüyde melanin olmadığı için lazer ışığı emilemez ve dolayısıyla kılı yakamaz.

Epilasyon amacıyla kullanılan lazerler Alexandrite, Nd:YAG, Diod lazerlerdir. Ayrıca yoğunlaştırılmış ışık kaynakları da (IPL) lazer olmamalarına rağmen epilasyon amacıyla kullanılmaktadır. Bu sistemlerin hiç birisi melanin olmayan kılı yakamaz.

Bu tüylerin yok edilmesinde tek etkili yöntem iğneli epilasyon yöntemidir. Bu yöntemde kıllar elektrik akımı ile mekanik olarak yakılır. Kıl kadar ince iğne ucu ile kılın köküne girilip düşük derecede elektrik akımı uygulanarak yapılır. Kıllar aşırı ince ise kıl kökünün yönünü hissetmek zor olacağı için başarı oranı azalabilir.

Lazerlere göre oldukça yavaş ve ağrılıdır. Ayrıca deri delinerek yapıldığı için bazen kırmızılık, kahverengi lekeler ve küçük çukurcuklara neden olabilir.

Teknolojik olarak makine gücü değil el becerisi daha önemlidir, herkes aynı başarı ile uygulayamaz. Temiz , steril ve titiz çalışma çok önemlidir o nedenle bir sağlık kuruluşunu ve tecrübeli bir kişiyi araştırmanız önerilir.