Normal bir kişide saçların %85 i büyüme evresinde iken %15 i dinlenme evresindedir. Dinlenme evresindeki saçlar doğal yolla bir süre sonra dökülür ve yerini yeni büyüyen saçlar alır.
Günde 100 kadar saçın dökülmesi normaldir. Haftalarca günde 80-100 den fazla saç dökülüyorsa bu normal değildir. Saç fırçasında , kıyafetlerde, yastıkta her zamankinden fazla saç olması, yıkarken yada saçların arasında parmakların dolaştırıldığında ele gelen saç miktarının artması ile farkedilir.
Saç dökülmesinin pek çok nedeni olabilir. Bunlar; Kansızlıklar ( demir eksikliği anemisi vb.), Protein eksikliğine neden olan katı diyetler, yoğun stres , ciddi hastalıklar, yüksek ateş ve geçirilen ciddi ameliyatlar, ilaçlar ( kan sulandırıcılar, kemoterapi ve tansiyon ilaçları, antidepresanlar), tiroid bezinin az veya çok çalışması, metabolizmayı etkileyen pek çok hastalık.
KADINLARDA SAÇ DÖKÜLMESİ
Çoğunlukla stres, ameliyat , doğum, kilo kaybı veya ateşli bir hastalık sonrası olan dökülmeler 2-3 ay sonra ortaya çıkar ve 3-4 ay sonra yavaşlar. Genellikle yaygın dökülme yapan nedenlerin ortadan kalkması ile 6-9 ay içinde saçlar normal hale gelir. O nedenle kadınlarda saçlar seyrelse bile tam kellik olmaz.
Genetik yatkınlığı olan kadınlarda erkeklerde görülen androgenetik alopesiye benzer şekilde tepede seyrelme ve saçlarda incelme şeklinde görülebilir. Genellikle ergenlikte başlar ve genetik yatkınlık yoğunluğuna bağlı ilerler, çok ciddi azalmalara neden olabilir.
ERKEKTE SAÇ DÖKÜLMESİ (ANDROGENETİK ALOPESİ)
Androgenetik alopesi genetik yatkınlığı olan kişilerde erkeklik hormonu duyarlılığı ile ilişkili olarak, genelde 20-30 lu yaşlarda başlayan saçların dökülmesi veya incelmesi ile saç çizgisinin geri çekilmesi veya tepe bölgesinin açılması ile ortaya çıkan bir durumdur.
Dihidrotestesteron isimli hormonun kıl kökünü etkilemesiyle kıl çapı daralır, boyu kısalır ve rengi açılır. Daha ileri aşamada ise kıl kökü tamamen yok olur.
Tedavideki amaç saçların dökülmesini azaltmak, ilerlemeyi yavaşlatmak, ve androjen aktivitesinin yoğun olduğu yılları olabildiğince hormon etkisinden uzak tutmaktır.
Tedavide sürülecek losyonlar içinde Minoksidil etkinliği kanıtlanmış bir ilaçtır. Ağız yoluyla alınan Finasterid tablet uzun süre kullanımlarda etkilidir. Ancak belirgin yan etkileri nedeniyle mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Yapılan bazı çalışmalarda etkinliği ispatlanmış ancak henüz lisans almamış olan Spironolakton, Siproteron asetat, Flutamid ve Simetidin ile de sonuç alınabilir. Diğer yöntemler içinde Düşük Enerjili Lazer uygulamaları, Saç Mezoterapileri , PRP enjeksiyonları, Saç Ekimi, peruk uygulaması, saç protezleri, kozmetik kamuflaj da sayılabilir.
Bu tip saç dökülmesi kullanılan ilaçlarla ve bu uygulamalarla belirgin derecede düzeltilebilir. Androjen aktivitesi 50 yaş civarında azalmaya başlayacağı için tedavi kesildikten sonra dökülme biraz artsa da genellikle kısa sürede normalleşecektir, ara ara tedavi yeniden planlanırsa bu süreçler daha az kayıpla atlatılabilir.
ALOPESİ AREATA ( SAÇ KIRAN)
Yuvarlak yada oval , deride değişiklik olmadan saçlı deri, kirpik, sakal, bıyık vaya vücut kıllarında para şeklinde dökülmenin olmasıdır. Alopesi areata savunma hücrelerinin kişinin kendi kıl köklerine saldırması ile oluşur .
Alopesi areata bulaşıcı değildir. Genetik olarak yatkın kişilerde tetikleyici faktörlerle oluşabilir. Tiroid hastalığı olanlarda, vitiligo (ala ) hastalığı olanlarda, atopik ekzeması olanlarda ve ailelerinde astım, şeker ve allerjik hastalıkları olanlarda daha fazla görülebilir.
Tanı muayene, dermoskopik değerlendirme nadiren de biyopsi ile konur.
Tedavisi herkeste farklıdır. Hastaların büyük kısmında kıllar 1 yıl içinde kendiliğinden çıkar o nedenle ilk yaklaşım beklemek olabilir. Fakat lezyon kenarlarında aktif dökülme yoğunsa bölgeye steroidli krem, losyon ve lezyon içine iğne uygulamaları yapılabilir. Şiddetli vakalarda ağızdan steroid tablet, ditranol krem kullanılması önerilebilir.
Bazı hastalarda tedaviye yanıt alınamayabilir, bazılarında iyileşme olmuş olsa bile yeniden dökülme başlayabilir.